Savaş Mentalitesi - 1
İçerik:
ÖNSÖZ
1.0 - Temellendirme
2.0 - Rotamız
2.1 - Devamlılık ve Devam Yolu
2.1.1 - Neden Devamlı Olmak Lazım?
2.1.2 - Hedef Belirleme
2.1.3 - Sürdürülebilirlik
2.1.4 - Hız
2.1.5 - Vazgeçmeme
2.1.6 - Keyif Almak
2.1.7 - Olumluluk
2.1.8 - İlgili Olmak
3.0 - Girişimcilik
3.1 - Konfor Alanından Çıkmak
3.2 - Fikir Alışverişi
3.3 - Minnettarlık
4.0 - Kapanış
5.0 - Ek: Anlamsız Güç
ÖNSÖZ
Bu yazıyı bir bütün olarak okumanız beni doğru bir şekilde anlamız açısından çok önemli. Sürekli olarak verdiğim örneklere atıfta bulunuyor ve önceden anlattığımın üzerine koyarak anlatmaya devam ediyorum.
Bu yazı, kendime de bir kılavuz olması ve başkalarıyla paylaşma isteğinden ortaya çıkmıştır.
Temellendirme
Yapmamız gereken (gerektiğini düşündüğümüz) şeyleri, başarmamız gerekenleri neden yapmalıyız?
Başardıktan sonra elimize ne geçecek? devamında ne olacak?
Şunu söylemem gerekli, başardığınızı sandığınız şeyler gerçekleştiğinde yeni sorunlarla ve artık o başarının sizi tatmin edememeyişiyle karşılacaksınız. Bu yüzden de yeni hedefler belirleyeceksiniz, belki de bu sadece kazandığınızı arttırma isteği olacak. Yeni sorunlar da yeni hedeflerle beraber gelecek ve aşmak için uğraşacaksınız. Sonra yeniden...
Son iki sorunun cevabını verdiğime göre daha zor olan "neden?" sorusunun cevabı kaldı. Hayatı "neden?" ve " ne için? " yaşadığımız sorularına geliyor. Bunları da ister "Hedonizm"e , ister "Pragmatizm"e ister "Teizm"e veya "Ateizm"e göre yaşayın umrumda değil. Yeterki karar verin.
Dürüstçe söylemek gerekirse herhangi bir yaratıcı olup olmadığını bilmiyorum. Ve bildiğini sananlara da katılmıyorum (bkz:"Teizm", "Ateizm" ve diğerleri). Benim için hayatın bir anlamı yok; herhangi bir şey varsa da ben bilmiyorum ve bu da -günlük hayatta- yok kabul ederek yaşamama engel teşkil etmiyor.
Olmasa da herhangi bir anlamı, her gün gördüğüm şeylerle + yeni öğrendiklerimle + katılsal olan eğilimlerimle keyif aldığım, üzüldüğüm, görmek istemediğim ve ulaşmak istediğim şeyler var. Ve Öğrenmeye devam ettikçe kendi yolumu daha iyi çizebilirim ama oturarak olmaz.
Ya da sadece hiçbir şey yapma! Yapman gerekmiyor. Zorunda değil kimse.
Olmasa da herhangi bir anlamı, her gün gördüğüm şeylerle + yeni öğrendiklerimle + katılsal olan eğilimlerimle keyif aldığım, üzüldüğüm, görmek istemediğim ve ulaşmak istediğim şeyler var. Ve Öğrenmeye devam ettikçe kendi yolumu daha iyi çizebilirim ama oturarak olmaz.
Ya da sadece hiçbir şey yapma! Yapman gerekmiyor. Zorunda değil kimse.
"Bence hepiniz erteleyicisiniz. Şimdi, tamamen darmadağınık olmayabilirsiniz ve bazılarınızın bitiş tarihleriyle sağlıklı bir ilişkisi olabilir ama unutma: Maymun'un en sinsi numarası bitiş tarihleri yokkendir.."
-Tim Urban
İş bu noktada başlıyor. Çünkü bir anlamı yok, yaptığım şeylerin içi boş ya da boşalacak ve kalıcı olarak elde edemeyeceğim bunu biliyorum. Ama bir kere gelmişim neden pes edeyim, görmek istediklerimi görüp gidebilirm.
PASTADAN BÜYÜKÇE BİR DİLİM YEMEDEN GİTMEYECEĞİM. Öbür türlü zaten gebereceğiz, bari bazı şeyleri sonuna kadar görmeye çalışıp eğlenelim.
PASTADAN BÜYÜKÇE BİR DİLİM YEMEDEN GİTMEYECEĞİM. Öbür türlü zaten gebereceğiz, bari bazı şeyleri sonuna kadar görmeye çalışıp eğlenelim.
Sonuna kadar diyorum çünkü herhangi bir hobi-iş-aktiviteye başladığınızda -bu yeni bir ilişkide olabilir- onu ilerletip sağlıklı bir şekilde geliştirdiğinizde alınacak daha farklı ve daha güzel bir sürü yeni haz olduğunu farkedeceksiniz.
Eğer her şeyi ilk ve sonraki birkaç denemede aldığınız yüzeysel olan fiziksel-zihinsel hazdan daha faydalı ve daha fazlasına götürmek istiyorsanız. Bunu nasıl olduğunu örneklerle anlatayım.
Eğer her şeyi ilk ve sonraki birkaç denemede aldığınız yüzeysel olan fiziksel-zihinsel hazdan daha faydalı ve daha fazlasına götürmek istiyorsanız. Bunu nasıl olduğunu örneklerle anlatayım.
- Bir ilişkinin ilk zamanları, heyecanlı ve içinizdeki yeni tattığınız kıpırtı. Belirli bir süre sonra artan cinsellikten aldığınız keyfin de eklenmesiyle sonra uzun ilişkide hep güvenebileceğiniz bir yoldaşızın oluşması; sonrasında belki çocuk, evlilik, yeni mutluluklar ve huzurlu geçmesi beklenen bir yaşam. Partnerinizle de yeni kurduğunuz aile ile de bir sürü yeni macera ve yeni fiziksel-zihinsel hazlar, ki bu hazları kısa ilişkilerle tatma şansınız yoktu çünkü tadabilmek için bunları uzun bir süre, sağlıklı bir şekilde devam ettirmeniz gerekliydi. Kısa ilişkileri seçseydin burada alabileceğin-bulabileceğin yeni hazları-huzuru bulamayacaktın ve aldığın tad yüzeysel kalacaktı. (Aile kurmak; tek yol ya da en önemlisi değil tabi ki, siz kendinizinkini bulun! Ve tabi bazen piskolojik rahatlık için yüzeysellik de gerekli olabiliyor. Ya şu ya da bu değil hiçbir şey.)
Not: İşler boka da sarabilir! Seçtiğiniz partnerinizi öyle seçinki sizi art niyetsiz sevip-kollayabilecek ve sizde hep heyecan uyandırabilecek biri olsun.
Rotamız
Fikir olarak nerede bulunmak istediğinize, neye göre ve neden yaşamak istediğinize karar verdiniz. Tebrikler azı gitti çoğu kaldı.
"Fikirler kolay. Uygulamak zor."
-Guy Kawasaki
Devamlılık ve Devam Yolu
- Neden Devamlı Olmak Lazım?
Zaten neden başarmak istediğimizi önceden konuştuk şimdi onları elde etme yolundayız. Eğer ki ilerlemek istiyorsak ! (İstemiyorsak kendimizi balkondan atalım, sorun yok.)
"Durmadıkça ne kadar yavaş gittiğinin bir önemi yok." -Confucius
İlişki örneğinde söylediğim gibi bir şeyi sürdürüp onu geliştirdikçe ondan aldığımız keyif artar, beklentilerimiz karşılanır, tatmin oluruz. Sonra yeni keyif ve beklentiler bizi bekler. Bir ömür böylece tamamlanır.
Ya da sıkıcılaşır, bu da tamamen bir seçimdir. Sizin o işe veya kişiye nasıl baktığınızla alakalı o yüzden bunun keyfini çıkarmak isterseniz, çıkarırsınız. Bu, olaylara nasıl tepki vereceğiniz ile ilgili mental bir tercih sadece.
Zaten sizi neyin beklediğini bilmediğiniz halde nasıl meraklan muyorsunuz? Gündelik hayatınızda her şeyin aynı kalıp gelişmediği ve ertesi günde aynı şeyleri göreceğiniz halde?Sizi bilmiyorum ama ben görmek istiyorum. Bu da bana güç veriyor ve bu gücü arttırmanın yolu disiplin. Şimdi biraz daha disiplinli yaşamanın önemini anlayalım.
Ya da sıkıcılaşır, bu da tamamen bir seçimdir. Sizin o işe veya kişiye nasıl baktığınızla alakalı o yüzden bunun keyfini çıkarmak isterseniz, çıkarırsınız. Bu, olaylara nasıl tepki vereceğiniz ile ilgili mental bir tercih sadece.
Zaten sizi neyin beklediğini bilmediğiniz halde nasıl meraklan muyorsunuz? Gündelik hayatınızda her şeyin aynı kalıp gelişmediği ve ertesi günde aynı şeyleri göreceğiniz halde?Sizi bilmiyorum ama ben görmek istiyorum. Bu da bana güç veriyor ve bu gücü arttırmanın yolu disiplin. Şimdi biraz daha disiplinli yaşamanın önemini anlayalım.
"Dahilik %1 ilham , %99 terlemedir."
-Thomas Alva Edison
"Uzun süreli süreklilik, kısa süreli yoğunluğa üstün gelir."
-Bruce Lee
Büyük adamlar böyle demiş. Neden disipline, çok çalışmaya dem vurmuşlar? Çünkü görmek için. Merak ettikleri daha iyi hallerini, daha iyi koşulları görmek için. Bunun için hemen adım atmışlar,
tabiki de bazısı hardcore gitmiş.
"Doğru kararlar almaya inanmıyorum. Ben önce karar alırım
sonra onları doğru yaparım"
-Ratan Tata
Herhangi bir başarılı insana bakın büyük ihtimalle ya severek çok çalışıyorlar ya da sadece nefret ederekte olsa para, cinsellik, güç gibi başka motivasyonlar için çok çalışıyorlar. Ki bu da pek sürdürülebilir olmayabiliyor. Örneğin, futbolu sevip önemsemeyen iş olsun diye yapan ve yıldızı biraz parlayınca gece kulüplerine bağımlı hale gelip kariyerini yok eden futbolcular.
Bu yüzden hem keyif alıp hem de başarılı olacak seçeneği bulalım. Seçenekler gökten yağmadığı için tutkuyla yapacağınız şeyi gidip siz seçin. Karpuz alır gibi. Hayat çoğu zaman sıkıcı olacak buna alışmak lazım. Bu çoğunlukla sıkıcı olan süreyi bunalarak değilde huzurlu geçirdiğinizde hiç zorlanmadan devam etme isteğine sahip olabilirsiniz. Ama "sis" her zaman orada. Zihinsel bulanıklık...(bunu burada konuşmayacağım)
Bu yüzden hem keyif alıp hem de başarılı olacak seçeneği bulalım. Seçenekler gökten yağmadığı için tutkuyla yapacağınız şeyi gidip siz seçin. Karpuz alır gibi. Hayat çoğu zaman sıkıcı olacak buna alışmak lazım. Bu çoğunlukla sıkıcı olan süreyi bunalarak değilde huzurlu geçirdiğinizde hiç zorlanmadan devam etme isteğine sahip olabilirsiniz. Ama "sis" her zaman orada. Zihinsel bulanıklık...(bunu burada konuşmayacağım)
Çalışmaya engel olan bir ihtimal de bazı isteklerimiz için yeteneğimizin olmadığını düşünmemizdir. Yetenek nedir ki? Doğuştan gelen ve yaptığınızda uçtuğunuz bir şey mi? Ya da yapmak için doğduğunuz bir şey mi? Hiç sanmıyorum, benim için: teori x pratik yani; bilgi x çok çalışarak hayata dökebilme.
Kimisi çok pratiktir hemen anlar ve işi yapmaya başlar, kimisi çok pratiktir ama anlamadan yapabilir ve kimisi de ikisindende yoksundur; geç anlar, geç yapar. Önemli olan sürekli yapabilen olmak çünkü hızlı olan da benimseme ve yeni şeyler keşfetme fırsatını kaçırıyor. Amerika da yapılan bir araştırma girişimcilerden ilk kez fikri bulup ilk uygulayanların sadece %15 gibi bir oranının hayatta kalabildiğini gösteriyor. Sayıdan tam emin değilim ama yavaş olanlarda bu oran ise 3-4 kat fazla. Hızlı koşan atın boku seyrek düşer.
Hayat bir denge meselesi. Sadece takas yapıyorsunuz seçenekleri. Spor yapıp güçlenseniz, kas yapsanız, ömürden-zamandan-paradan-emekten biraz veriyorsunuz. Her şey böyle. Başka hiçbir insanın ya da varlığın farklı bir tercihi olamıyor. Dolayısıyla bize varlığımıza karşı kayıtsız olan bu evrende özel bir insanmış gibi kendimizi kandırmanın ya da bunun için uğraşmanın anlamı yok. Zaten yaptığınız şeylerde istediğinizi ya elde edersiniz ya da edemezsiniz, özel olma ile alakasız.
Einstein gibi adamlar özel olamamıştır (bence). Kimsenin de olması çok muhtemel değildir. Ne demek istiyorum? Einstein'ın kendi teorilerini kanıtlama yolunda giderken ve hatta bazılarında yön değiştirip "devrim" yaratırken aslında arka planda başka bir sürü bilim insanının parça parça konular ile uğraşıp hem Einstein'a bazı konularda haksız olduğunu gösterip hemde bazılarında onun çözemediği kısımları ondan önce çözüp ona yardımcı olarak önünü açmıştır. Einstein'ı "özel" yapan ise biraz daha geniş bir bakış açısıyla olayları birleştirebilmesi olmuştur. Bu Einstein sayesinde derli toplu gözüken bilgiler konunun kavranmasını sağlamış ve ünü yayılmıştır. Tabiki bu derleme işi kolay değil sadece birkaç kişinin (o dönem için) farkında olmaya yaklaşabildiği bir şey olmuştur ve hayatlarını buna adamayla yapılabilmiştir.
Ama bu durum "bu insanları" özel yapmıyor (benim bakış açımla). Çünkü her biri ondan öncekilerin omzunda yükseliyor ve gerçekten küçük bir katkı sağlıyor. Ama kattıkları şey haricinde geri kalan her şey tarihin onlara sağladıkları oluyor. O yüzden tek bir birey olarak herhangi bir insanın ya da varlığın özel olmasını pek mantıklı bulmuyorum. Ayrıca günlük hayatta sohbet ediyor olsak ben bu insanlara "özel insanlar" derdim ama burada fikirlerimi salt olarak paylaşıyorum. Bu insanların yaptıkları aslında sadece sürekli kendi günlük çelişkileriyle (hepimizin her gün, her saniye, her karar alışımızda yaşadığımız gibi) her gün mücadele etmeleri. Bazen kaybediyolar ama durmuyorlar.
"Yetenek sıkı çalışmadığında , sıkı çalışma onu yener."
-Tim Notke
Durmaya gerek yok.
- Hedef Belirleme
Öncelikle hedef belirledikten sonra başlamak için doğru zamanı beklerseniz, gelmeyecek. Her zaman daha iyi koşullar gelebilir, beklemek zaman kaybı veya kaçmanın bir yolu.
"Bekleme. Zaman asla tam doğru olmayacak. Bulunduğun yerde başla, kontolündeki her ne araç varsa onla çalış ve sen ilerledikçe daha iyi araçlar gözükecek."
-Napoleon Hill
Bir ömür kadar kısıtlı zamanımız var. Onun için dünyadaki her şeyi yapmak isterseniz başarısız olacaksınız! Ama bu o zaman tek bir şey yapın demek de değil. Şöyle anlatayım, profesyonel olarak yapmak istediğim 10'dan fazla meslek var ama aralarından benim sadece bazıları ileride olmak istediğim ve isteyebileceğim şeyler için yeterli gücü verirken beni *mutlu ve *huzurlu(!) edebilecek. Bir tanesini seçerken de meslek olarak değil ama aynı mesleğimde ki gibi neredeyse %100 hakim olmak istediğim başka tutkularımı da planıma ekledim (2 tane). Diğer mesleklerin profesyonel ilgi alanlarından ilgimi çeken şeyleri de hobi olarak öğreniyorum, zorla değil.
*bunlara da çok takılmanın bir önemi olduğunu düşünmüyorum bunlarla yaşamak güzel tabiki de güzel ne ki?
*bunlara da çok takılmanın bir önemi olduğunu düşünmüyorum bunlarla yaşamak güzel tabiki de güzel ne ki?
" Neye Ulaşmak İstiyorum (13/04/2018)
Bilim ve sosyoloji alanlarında genel kültür seviyesi her konuya uzanan (konun uzmanı kadar bilebilirsem ne ala); sporda güçlü, estetik ve birazda isveç çakısı gibi olan; davulda en ileri seviye müzisyen gibi çalabilen ve hissedebilen , aynı zamanda müzikal bilgisi (tarihçesiyle-teorisiyle) tam olan; iş yönetmek ve gidişatları anlamak için gerekli ekonomi bilgisine sahip olan; her türlü teoriye-fikre-teknik bilgiye-tarihçeye hakim bir MİMAR OLMAK İSTİYORUM.
Nasıl iddialı mı? Kendinize karşı gerçekçi ve dürüst olun! Ama unutmayın gerçekçi olmak demek toplumun alışageldiği şeylere göre karar almak demek değildir, gerçeklik algınızı siz belirlersiniz. Ayrıca %100 başarı diye bir şey yoktur ama bende hepsini %100 elde edemeyeceğim kadar büyük şeylere hevesliyim (daha yukarıdakilerden başka şeyler de var).
Neyi, neden istediğinize dürüstçe karar verin, (hırs, ego tatmini, sevgi, seks, yardım etme...) çekinmeyin. Gerçekçi olurken de "benim bunu yapmam mümkün değil ama gerçekten istiyorum" dediğiniz şeyler varsa. Unutmayın ŞU AN , ŞU DAKİKA yapmanız mümkün değil! Onu çalışarak yapabilecek hale getirmeniz gerekiyor (gerekmiyor da olabilir bir de balkondan aşağı bakın).
Bunu yapmadan önce vereceğiniz onca efora? belki yıllara değer mi? iyi düşünün. Eğer değiyorsa neden bekleyeceksiniz? Önceliklerinizi belirleyin. Hemen başlayın, başlamıyorsanız sorun kendine:
Neyi, neden istediğinize dürüstçe karar verin, (hırs, ego tatmini, sevgi, seks, yardım etme...) çekinmeyin. Gerçekçi olurken de "benim bunu yapmam mümkün değil ama gerçekten istiyorum" dediğiniz şeyler varsa. Unutmayın ŞU AN , ŞU DAKİKA yapmanız mümkün değil! Onu çalışarak yapabilecek hale getirmeniz gerekiyor (gerekmiyor da olabilir bir de balkondan aşağı bakın).
Bunu yapmadan önce vereceğiniz onca efora? belki yıllara değer mi? iyi düşünün. Eğer değiyorsa neden bekleyeceksiniz? Önceliklerinizi belirleyin. Hemen başlayın, başlamıyorsanız sorun kendine:
"Şimdi değilse, ne zaman?"
-Eckhart Tolle
Karar verirkende her şeyi tamam başlıyorum bugün diyerek abartı bir şekilde yapmaya çalışırsanız sıkıntı çekmeniz; bazı fırsatları kaçırmanız olası, hatta elinizdekileri bile...
"%100 başarı yoktur, beklemeyin. %100 garanti yoktur, garanti eden ya sizinle kafa buluyordur ya da yalan söylediğinin farkında değildir! Maldır."
-Enver Baş
(Bu da müesseseden)
Hedeflerinizi yapamam diye küçültmeyin eğer etrafındakiler burun kıvırıyorsa onların vizyonu zaten küçüktür.
"Eğer insanlar hedeflerine gülmüyorlarsa hedeflerin çok küçük."
-Azim Premji
Sadece önceliklerinizi doğru belirleyin (bkz:"Hız").
- Sürdürülebilirlik
Hedeflerinizi belirledikten sonra buna uygun ve esnek bir plan oluşturmalısınız.
"Plansız bir hedef sadece istektir."
-Antoine de Saint Exupéry
Hedeflerinize ulaşmada gerekli olan şeyleri görüp ona uygun yaşamaya başlayın. Günlük rutinlerinize ekleyin, yeniden biçimlendirin. Tüm günüzü bu hedefleriniz için çalışıp, pratik yapmaya ayırarak kendinizi bunaltmayın keyif almak esas (almadan da olur bacım) (bkz "Keyif Almak"). Ama gününüzü %100 doldurarak da deneyin bir bakalım. Büyük ihtimalle başarısız olacaksınız ama yeniden planı düzeltip devam edersiniz ya da pes edersiniz. (bkz:loser mentality)
- Hız
"Hedef Belirleme" kısmında huzurun yanına (!) işaretini koymuştum. Nedeni ise, aslında sürekli %100 huzurlu olmayı hiç istemeyiz ve sürekli istediğimizi elde etmeye çalışırken sürekli yeni sorunlarla ve sürekli yeniden çözme keyfiyle yüzleşmek zorunda kalırız. Bu da tatsız bir aydınlanmaydı.
"Çözüme odaklan, soruna değil."
-Jim John
Aslında %100 huzura ulaşamamamız da daha iyi. Çünkü ilişki örneğinde bahsettiğim gibi "...sizde hep heyecan uyandırabilecek." dememin sebebi sürekli dinç kalıp; aslında bu sorun ve belirsizliklerin sizi tekrar tekrar motive edecek, canlandıracak olmasıdır. Bunları yaparkende biraz hızlı devam etmeliyiz -her ne kadar sorunlar çıkacak olsa da- çünkü hedeflerimiz bizi bekliyor.
"Eğer her şey kontrol altında gözüküyorsa, yeterince hızlı gitmiyorsun."
-Mario Andretti
- Vazgeçmeme
Vazgeçerseniz dün kazandıklarınızdan bugün faydalanamazsınız. Hedeflerinize ulaşmak zorlaşır ve eğer günü-birlik hedefleriniz, istekleriniz değişiyorsa hala düzgünce karar verememişsiniz demektir (seç be adam...). Diğer seçenek ise sadece olur mu acaba diye korkulardır. Bırak gitsin...
Planlarınızı uygularken sabit fikirli bir insan gibi kararsızlık yaşamadan devam edin ama her an yaptığınıza büyük katkılar sağlayabilecek değişiklikler olduğununda farkında olun. Planınızı uygularken kullandığınız yöntemleri değiştirip yeni şeylerin tadına bakabilirsiniz, ben öyle yapıyorum. Bazen hedeflerimde bile ekleme çıkarma yapıyorum. Çünkü yeni şeyler öğreniyorum. Bakış açım değişiyor.
Planlarınızı uygularken sabit fikirli bir insan gibi kararsızlık yaşamadan devam edin ama her an yaptığınıza büyük katkılar sağlayabilecek değişiklikler olduğununda farkında olun. Planınızı uygularken kullandığınız yöntemleri değiştirip yeni şeylerin tadına bakabilirsiniz, ben öyle yapıyorum. Bazen hedeflerimde bile ekleme çıkarma yapıyorum. Çünkü yeni şeyler öğreniyorum. Bakış açım değişiyor.
"Eğer değişmiyorsan yeni bir şey öğrenmiyorsundur."
-Enver Baş
Plana bağlı kalmalı ve değişikliklere açık olmanın dengesini sağlamalısın ve iyi denge neredeyse hiçbir zaman %50-%50 değildir. Sürekli değişir. Sen de ip üzerindeki jonklörsün. Ahenkle dans etmen lazım.
"Dans edemeyen adama asla bir kılıç verme!"
-Confucius

Pes etmek YOK! Pastadan büyükçe bir dilim istiyoruz UNUTMAYIN (ben öyle size hedef koymadım, öyle sanmayın, kendinizi aşağı atsanız da olurdu).
"Bir dönek asla kazanamaz ve bir galip asla dönmez."
-Napoleon Hill
Ve bunu dürüstçe elde etmek hem daha kolay hem daha tatmin edici. (şak diye söylerek şok etkisi yaratmak da güzel)
"Eğer doğruyu söylersen hiçbir şey hatırlamak zorunda değilsin."
-Mark Twain
Devamlılığı sağlamadaki esas ölçütte öncelikleri iyi belirlemek. İşten sonra geldiğinizde 2 saat yatarak televizyon izlemek mi daha önemli yoksa istediklerinize ulaşmak mı? 1 saat fazla uyumak mı başarmak mı? Eğri oturup doğru konuşalım. Kaç kere aklınızda o gün aslında bayadır yapmak istediğiniz ya da bugün bozmadan devam edeyim diye düşünüp ama keyifsizce gidip zaman öldürmek için aptalca bir şeyler yaptınız? Aslında dönüp dolaşıp o yapmak istediğiniz şeylere geliyorsunuz sürekli ve sürekli... Bu yüzden zırlamayı kesmek lazım.
"Eğer senin için önemliyse bir yol bulacaksın, değilse bahane."
-Anonymous
"Başarısızlıkların %99'i bahane bulmayı alışkanlık edinmiş insanlardan geliyor."
-George Washington Carver
- Keyif Almak
Size kalmış beni ilgilendirmez! (yazdıklarımı sildim, not my business...)
- Olumluluk
Size derin nefes alın, evrene iyi enerji gönderin gibi şeyler söylemeyeceğim. Gayet basit bir mantığı var. İnsanların yaptıkları hatalara -eğer sizi gerçekten yaralamıyorsa- ve gelişen olayların sonuçlarına iyi tarafından bakmaya çalışın aslında kayıtsız olmaya çalışın çünkü sonuçlanmış bir şeyi değiştiremezsiniz, elinizden bir şey gelmez. O halde neden üzüleceksiniz. Anca kendinize zararınız dokunur ve hedeflerinizden geri kalır mutlu olamazsınız. Gidin sorunu çözün oturup ağlamayın. Evrendeki bir toz taneciği kadar öneminiz var ve o küçük hayatınızda hiçbir şey evreni etkilemeyecek kadar küçük. Öleceksiniz, unutulacaksınız, varlığınızdan bir iz bile kalmayacak. Bugün hatırladığımız 2000 yıl önceki yazarlar da tamamen yokluğa karışacaklar. Muhtemelen insanlık yokluğa kavuşacak. Gelmiş geçmiş hiçbir insanın önemi ve etkisi ya kalmadı ya da kalmayacak.
Evrende tam bir sessizlik hakim ve hiçbir şey onu bozamaz. Evreni parçalasanızda o sessiz kalacak. Zaten onun içinden başka bir yere gidemiyorsunuz. Sonsuzlukta ve 150bin yıllık bir hayvan olan insan vücudunuzda hapsoldunuz. Bir hayvanın hayatta kalma içgüdüleri ve hormonlarıyla hayatınızı yaşıyorsunuz. Telefona bakarak hissettiğiniz şeyler sadece bu içgüdüleri/hormonları tetikliyoruz. Tüm isteklerinizin kaynağı bunlar ve kimyasallar. Benliğiniz tamamen yapay, isterseniz kendinizi kandırmaya devam edin ve sanki varmışsınız gibi yaşayın. Dert edecek bir şeyiniz yok sadece yeni şeyler görebilirisiniz ve kastettiğim entellektüel seviye de bir yenilik. Gidip yeni bir şey yiyip içip görmek değil! (tabi bunlarda entellektüel kavrayışınıza bir şeyler katacak)
Evrenden bağımsız olamamak, mutlak olduğunu düşündüğüm bir şey ve;
"Waves goes back to the ocean..."
Sorunlara olumlu yaklaşarak canınızı sıkmadan çözünki çevreniz de rahat etsin, onlar rahat ettikçe siz de rahat edin. Böyle bir kısır döngü içinde birbirinizi besleyerek güçlendirin ve çözün (sonra da ölün). Unutmayın buradaki mantık sizin rahat olmanız için çevrenizi rahatlatmak, bunun içinde olumlu yaklaşmak gerekli (farkında olmadan sizde kolay karşılıyorsunuz olayları).
Amaç sizin huzurunuz, zaten siz varolmazsanız (sizin için) çevrenizdekilerin ve hiçbir şeyin önemi kalmaz. Bundan dolayı dünyanın merkezine kendinizi koymanız gerekiyor.
Kendiniz için yapıyorsunuz, kendinizi iyi hissettirmek için. Çocuğunuza bir yapmak, sevgilinize yapmak, dilenciye yapmak farketmez hepsinde kendiniz iyi hissetmek için yapıyorsunuz. Farkında olur ya da olmayın. Tabi yinede birbirimizi beslemeliyiz ki %100'e ulaşmaya çalışabilelim çünkü tek başına savaşmak pek mümkün değil.
Bazen de sıçacaksınız ama %75 yapabilirseniz oturup ağlayacak mısınız? Şimdi hayatınızın yüzde kaçından keyif alarak vakit geçiriyorsunuz? %20 mi ?%10 mu ? belki de %5, ha? Mantıklı olun!
Amaç sizin huzurunuz, zaten siz varolmazsanız (sizin için) çevrenizdekilerin ve hiçbir şeyin önemi kalmaz. Bundan dolayı dünyanın merkezine kendinizi koymanız gerekiyor.
Kendiniz için yapıyorsunuz, kendinizi iyi hissettirmek için. Çocuğunuza bir yapmak, sevgilinize yapmak, dilenciye yapmak farketmez hepsinde kendiniz iyi hissetmek için yapıyorsunuz. Farkında olur ya da olmayın. Tabi yinede birbirimizi beslemeliyiz ki %100'e ulaşmaya çalışabilelim çünkü tek başına savaşmak pek mümkün değil.
Bazen de sıçacaksınız ama %75 yapabilirseniz oturup ağlayacak mısınız? Şimdi hayatınızın yüzde kaçından keyif alarak vakit geçiriyorsunuz? %20 mi ?%10 mu ? belki de %5, ha? Mantıklı olun!
"Duygularının istediklerini mantıklı yollarla, mantığının uygun gördüğünü duygularınla besleyerek yol almak mümkün. Sadece %100 değil."
-Enver Baş (bu da çok güzel bir söz olmadı da hedef gökyüzü)
Son olarak zorluklardan eğlence çıkarmasını öğrenın. Yarın ölmeyeceğimizin garantisi yok. Son gününüzmüş gibi eğlenin; ayrıca büyük ihtimalle yarın ölmeyeceğiniz için çalışarak eğleninki sonra da işinize yarasın.
"Bir aslan beni ağacın tepesine kovaladı ve
ben yukarıdan manzaranın keyfini çıkardım."
-Confucius
- İlgili Olmak
Dengeli gösterilen ilgi herhangi bir iş veya insanlarla ilişkide öğreneceğiniz şeyle ya da kuracağınız iletişimde büyük farklar yaratacaktır. Nedeni de bir şey öğrenirken ilginizin olması sizi detayları öğrenmeye ve onları kavramaya itmesidir. Keyif, detaylarda...
İlginiz odaklanmanızı arttıracağı için çabuk öğrenirken keyif almanızı da sağlayacak. İnsanlarla ilişkide ise onları anlamaya yarayacak, anladığınız için de sohbet ederken karşınızdakini size kendini anlatmaya ve sizi dinlemeye daha istekli olacak. Bu geçirdiğiniz vaktin verimliliğini ve hazzını arttırır. Daha ne olsun!
İlginiz odaklanmanızı arttıracağı için çabuk öğrenirken keyif almanızı da sağlayacak. İnsanlarla ilişkide ise onları anlamaya yarayacak, anladığınız için de sohbet ederken karşınızdakini size kendini anlatmaya ve sizi dinlemeye daha istekli olacak. Bu geçirdiğiniz vaktin verimliliğini ve hazzını arttırır. Daha ne olsun!
Sizin ilginizi kötüye kullanmak isteyenler de olacak hatta bazıları kullancak ve farkına geç
varacaksınız. Yine de olumluluğunuzu bozmaya değmez. Her şeye karamsar yaklaşarak keyfinizi baltalamaya değmez. Öylelerini hayatınızdan çıkarın, kim olursa olsun. Sizin hayatınızı mahvetmesinden kıymetli mi? Savaşmaya devam edin, kendinize çalışıyorsunuz.
"Her zaman beklenenden fazlasını ver."
-Larry Page
Şaşırt piçleri. Suratlarına bakarak eğlenirsin. Ya da samimi bir çevre elde edersin. Bu da iş görür.
Girişimcilik
"Korkularının üstesinden gelmiş kişi tamamiyle özgürdür."
-Aristotle
Bu bölümde de özgüvensizliğe uğramadan ya da uğrayıpta ona gününü göstererek ilerlemenin yoluna bakacağız. (ama kayıtsız kalmayı her zaman aklımızda bulunduralım çünkü her ne kadar gününü gösterelim falan desemde o işin yüzeysel kısmı. Gerçekte altta yatan şey kayıtsızlığım ve bu durmamı isteyeceğim bir şey bırakmıyor ortada, zaten her şey illüzyon gibi [*Einstein'ın her şeyin bir illüzyon olduğunu söylerkenki motivasyonu, kütlenin yavaşlamış bir enerji olduğunu belirtmesinden geliyordur diye düşünüyorum. Çünkü her şey enerji olduğunu için, tüm varlıklar iç içe geçecektir.])
Harekete geçmenin önemini anlamalısınız! (Çok umursamamak da lazım o da bir özgüven veriyor, dünyanın sonu değil ya!)
"Bir yere ulaşmanın ilk adımı olduğunuz yerde daha fazla kalamayacağınıza karar vermektir."
-John Morgan
"Bugün başlamayan şey yarın asla bitmez."
-Johann Wolfgang von Gothe
Devamlılık bölümünde plan yaparken bahsetmediğimiz şey de. Planınızı yaptıktan sonra onu kafaya takmayın. Ona uyun ama planı düşünmekten dolayı gününüzü mahvetmeyin.
"Bir ay içinde ne olacabileceğini düşünme.Bir yıl içinde ne olacabileceğini düşünme. Sadece önündeki 24 saate odaklan ve olmak istediğin yere yaklaşmak için yapabileceğini yap."
-Eric Thomas
Tam olarak başlamadan önce de herhangi bir şeye başladığınızda başarısızlıklarınızın ya da kötü başka anılarınızın sizi geri çekmesine izin vermeyin. Unutmayın ki:
"Geçmişin şu an üzerinde hiçbir gücü yok!"
-Eckhart Tolle
Yok var aslında da ben sizi yiyorum. Gaz vermek amaç ondan dikkatli adım atarsanız geçmişten gelecek sıkıntılar azalabilir. Ya da koyun götüne...
- Konfor Alanından Çıkmak
Eskiden sporda bile bir bölgemi çalıştıran özel bir hareket var ve sadece onu yapmayı sevip diğerlerinden nefret ediyorsam. Sadece o hareketi o bölge için yapmak mantıklı gelirdi. Diğerleri işkence gibi geliyorsa niye yapsaydım ki?
"Hayat konfor alanının bittiği yerde başlıyor."
-Neale Donal Walsch
Sonradan deneyerek farkettim ki o sevmediğim hareketleri her denediğimde sevdiklerime nazaran daha büyük bir ciddiyetle yapıyordum, hareketlere uyuz olduğumdan herhalde. Daha ciddi yaptıkça antremanlarım daha verimli geçti, aldığım sonuçlar iyileşti ve gittikçe o hareketleri de sevmeye başladım. Ne güzel bir KISIR DÖNGÜ.
Bir örnek daha verecek olursam bateri çalarken çok keyif alsam da egzersizleri yapmayı hiç sevmezdim. Zaten sevdiğim parçaları çaldıkça gelişmez miydim? En azından gelişirim sanıyordum ama yeteri kadar olmuyordu. Sonra egzersizleri yapmaya başladım ve farkettimki çalmak istediğim ama çalamadığım şarkılar bir bir eksiliyordu. Aynı zamanda o egzersizlerden çıkan seslerde bir müzikalite (müziksel değer) keşfettim. Artık egzersiz yapmak da keyifliydi!
Çok çalıştıkça davulda özgürleşmeye başladım. Özgürleştikçe aldığım haz arttı. Haz arttıkça tutkum büyüdü, davula daha çok bağlandım. Bağlandıkça daha çok çalmak, çalışmak istedim.
LANET OLSUN YİNE BİR KISIR DÖNDÜ ama güzelinden.
"Özgürlük disiplin sayesinde gelir."
-Aristotle
Kısacası, o küçük tatsızlıklar-işkenceler sizin eğlenceniz olacaklar. Konfor alanından çıkacağım derken hayatı da kendinize zindan etmemeye çalışın. Esnek olun, dinamizmi benimseyin!
"Dans edemeyen adama asla bir kılıç verme!"
-Confucius
- Fikir Alışverişi
Fikirlerinizi, duygularınızı insanlara açmaya korkmayın ama herkese değil. İyi niyetinizi suistimal etmeyecek insanlara açın. Çevrenizde sizi geliştirecek ve sizinde onlara bir şeyler katabileceğiniz, eğlenirken beraber geliştiğiniz kişilerle takılın. Zaten iyi niyetinizi suistimal ettirmeden bunları gerçekleştirebiliyorsanız o kişiler sizi seviyordur, sizde onları. Bu yeter de artar.
Fikirlerinizi açınki sizin göremediğiniz açıkları başkaları görsün ve çevrenizde de iyi, sizi seven insanları tutacağınız için eksiklerinizi söyleyip gelişmenizi sağlayacaklardır. Belki de aynı konu üzerinde fikri olan insanlar olacak ve ortak bir proje yapacaksınız.
Tekrar ediyorum! Fikirlerinizi çalmaya veya size karşı kötü niyetle kullanmaya çalışacak insanlar olacak. Onlardan zarar görürseniz; ders alın, bir daha olmaması için önleminizi alın, onları hayatınızdan çıkarın ve olumluluğunuzu bozmadan yol almaya devam edin. Her zaman böyle iradeli olmak kolay değil ve bazen başaramayacaksınız ama kalkıp devam etmeniz lazım. Hem zaten oturduğunuz yerde canınızı sıkmak mı? tekrar savaşmak mı?
"Gerçekleşmesini izleyebilirim ya da bir parçası olabilirim."
-Elon Musk
- Minnetarlık
Burada size elinizdekiyle yetinmeyi öğrenin ve yeni bir şey yapmayın diyemeyeceğim. Hep daha fazlası (Zaten her zaman daha fazlası ya da farklısı olacak , gidin ve alın!)...
Ama hedefiniz 100 iken 70 kazandığınız için canınızı sıkmadan "70 kazandım, şimdi bununla ne güzel şeyler yapabilirim." diyerek elinizdekinin keyfini çıkarın ve devam edinki sonradan 100'ü hatta 150'yi elde edebilesiniz. Bunu elde etmek içinde *"Tam bedelini ödemelisin.", 30 eksiğiniz kaldı demekki bir yerde hatanız var.
* "Ağırsağlamda Mantalite" de Furkan Kaya gerekeni yapmak için bu ifadeyi uygun görmüş.
Eğerki tam bedelini öderseniz her şeyi başarabilirsiniz. Çünkü bu ifade de hedefiniz için ne yapmanız gerekiyorsa yapmak + tüm sorunların üstesinden gelmek anlamı var. Zaten bunu herkes yapabilse, herkes istediğini elde eder ne olursa olsun. Açık uçlu bir ifade! Ama işe yarıyor. (herkes elde edemeyecek ahahahaha)
"Hayat, %10 sana ne olduğu %90 ona nasıl tepki verdiğindir."
-Charles R. Swindoll
Bundan dolayı ki iyi karşılayın , elinizdekinin değerini bilip keyfini çıkarın ama ilerlemeye devam edinki ulaşamadığınız o hedefin elinizdeki olsun! Hayatta hiçbir şey siyah-beyaz değil. Ya onu ya diğerini seçmeye çalışmayın, ikisindende alın; sadece %100 almayı beklemeyin!
Peki yeterli kaynağı bulamıyorsanız hala elinizdekine mi bakacaksın?
"Eğer kırmızım yoksa bende mavi kullanırım."
-Pablo Picasso
Durmak yok ama son olarak "Minnetarlık" bölümünü şunu da unutmadan kapatmak isterim.
"Birileri bugün gölgede oturuyorsa, uzun zaman önce birileri ağaç ektiği içindir."
-Warren Buffett
Elinizdekiyle yetinmeyin ama keyfini çıkarırken daha fazlası için çalışın. Aynı zamanda yukarıdaki sözü de unutmayın. O insanlar ebevenlerimiz de tarihteki büyük insanlar da olabilir. Altı çizi olanlar arasındaki dengeyi iyi kurun! (ya da hepsini toptan siktir etmek gibi bir seçenek de var nasıl isterseniz bu oyunu öyle oynarsınız)
KAPANIŞ
Daha iyi yaşam için anlattıklarımı alışkanlığa dökmeniz en verimli sonuçları ve mutluluğu sağlayabilir. Balkondan kendinizi atmak için depresif de yapabilir. Bu hamurunuzun neyden olduğuna ve merak ettiklerinizi görmek için ne kadar ileri gidebileceğinize bağlı.
"Biz sürekli ne yapıyorsak oyuz. Bundan dolayı mükemmellik bir hareket değil alışkanlıktır."
-Aristotle
Bir an önce karar verip başlamak ölmeden bir şeyleri görmeyi sağlayabilir.
"Eğer bir şeyi çok fazla düşünüyorsan, asla onu bitiremeyeceksin."
-Bruce Lee
Vazgeçmeyenler ve akıllı oynayanlar neredeyse hep bir şeyler elde ediyor. %100 yok aklınızdan çıkarmayın ama %100 yok diye de kendinizi salmayın , elde etmeye çalışın.
İnanın bana %95'e üzülmezsiniz.
İnanın bana %95'e üzülmezsiniz.
"Pes etmeyen birini yenmek zor."
-Babe Ruth
EK: Anlamsız Güç
Bu bölüm hayatı anlamsız ve amaçsız bulan arkadaşlarım için. Eğer bir anlamı yoksa, her şeyin altı boşsa korkacak bir şeyiniz de yok demektir. Dolayısıyla sizin için herhangi bir değer yargısı da olmayacak. KAYBEDECEK BİR ŞEYİNİZ DE YOK! GİDİN KİRLİ SAVAŞIN YA DA TEMİZ NE BOK YERSENİZ YİYİN! ÖYLE BİR SEÇENEK DE VAR :D
Risk almaktan çekinmeden pastadan büyük bir dilim almaya çalışabilirsiniz. Ölümün soğuk keskinliğiyle zaten karşılacaksınız. Bari merak ettiklerinizi görmeye çalışmak bana mantıklı geliyor.
Sorumluluk aldıkça anlam hissi güçleniyor, denemek lazım.
Sorumluluk aldıkça anlam hissi güçleniyor, denemek lazım.
"Mademki ölümün önüne geçilemez, o halde ne zaman gelirse gelsin."
-Montaigne
Kendi değerlerinizi oluşturarak yaşamak daha keyifli olabilir, deneyin. Eğer elde etmek istedikleriniz varsa. Bu anlamsızlığı güce çevirin. İnsan ilişkilerindeki değerler sizin için altı boş değerler olduğun için onlara karşı dürüst olmamayı seçebilirsiniz. Ama bu elde etmek istediklerinize ulaşmanızı kolaylaştıracak mı? Ben dürüst olmaya çalışıyorum. Kendi nedenlerim var siz de kendilerinizinkini bulamaya çalışın. Benimkiler:
- Dürüst oldukça insanlar sözünüze güvenip itibar etmeye başlıyor. Bunu hissetmek, söylediklerinize inanacaklarını bilmek çok tatmin edici (otorite kazanmaya başladığınız için egonuzu da tatmin edebilirsiniz).
- Çok daha kolay ve rahatlatıcı.
"Eğer doğruyu söylersen hiçbir şey hatırlamak zorunda değilsin."
-Mark Twain
Düşüncelerime katılıp kendi düşünceniz yapsanızda bazen bir takım sebeplerden dolayı bu şekilde düşünemeyecek ve dağılacaksınız. Hayatınızın herhangi bir zamanında (birçok kere tabiki) olabilir. Çözüm: kendimizi toplayıp tekrar yola çıkmak.
Güle güle " Gençler ve her zaman genç kalanlar...(Cem Karaca)" .
**Not: Bu yazı tecrübelerle daha da gelişip pratik ve teori
yönü daha da gelişecektir. Her zaman daha iyi olabilir.
Buradaki eksiklikler ve gelişmeler 30 yaşında yazmayı
hedeflediğim kitapta yer alacaktır.
- Enver Baş
Comments
Post a Comment